HİKMET ERDEMİR VE MEMLEKET ŞİİRLERİ
Her geçen gün yeni bir büyüğümüzle hasbihal ediyor ve tanışıyoruz. İşte bunlardan biri çok sevgili abimiz, eski ata dede komşumuz Sayın Hikmet ERDEMİR. Yıllar önce gurbete Samsun’a yerleşmiş. Samsun Belediyesi’nde yıllarca görev yapan daha sonra emekliye ayrılarak halen orada hayatını devam ettiren değerli hemşerimiz tabii ki gönlü hep Bayburt’ta kalmıştır. Onun için Bayburtlu olup da şair olmaz mı, hele de gurbet şairi Hikmet ERDEMİR’de bunlardan biri onu en iyi aşağıdaki şiirsel hayat hikâyesi daha güzel anlatıyor.
Hikmet ERDEMİR hocamla sosyal medyada herkesin bildiği gibi şair ve şiirler benim ilgi alanım olduğu için buradan tanıştık ama nihayetinde komşu çıktık. Kendisinin şiirlerini her zaman beğenerek takip ediyor okuyordum. Oysa sonradan yakın bir aile büyüğümüz olarak tanıdım rahmetli babası ve annesi Şingah caminin hemen yanında evleri vardı benim de ebem de olarak bilirim (Ebe Memnune) diye hep hafızamıza yazılmıştır. Rahmetli babası da ise uzun boylu paltosu ile cüsseli bir kişiliği vardı. Kardeşi emekli öğretmen Mustafa ERDEMİR kendisi gibi şair, folklor eğiticisi yine Uğur Erdemir de folklor olmak üzere ailece kültürel faaliyetleri yoğun ilgi duymaktadırlar.
Şiirlerinde özellikle Türklük, vatan, millet ve duygularında oluşan şiirler olmak üzere başta memleket şiirleri ağırlık kazanır. Diye bilirim ki Bayburt şiirlerini tüm ana temalarında işleyen şairlerimizden biridir.
Özellikle memleket hasrete, doğa güzelliği, örf ve adetlerini, yörenin kimliği anlatan en güzel şiirler Hikmet ERDEMİR’de bulmak mümkündür inşallah bunları bir kitap halinde çıkarmak başta çocuklarına büyük görev yüklüyorum.
O güzel duyumsu şiirlerinden her programda bir iki tane okuyorum, çünkü Bayburt’u ancak şiirlerin dilinden anlamakta daha sevkli olsa gerek, şiirlerle yolculuk seni orayı tanımaya daha çok ilgi duyar, buraları görmeye iter ve duygularınla birleşerek memlekete olan hasretine böyle ulaşırsın. Sadece adını sevmekle olmuyor onu yaşamak ve yaşatmakla olur. Onun adına yazılan şiirlerle eserlerle sahip çıkacaksın. Yüreğine sağlık Hikmet ERDEMİR.
Yıl dokuz yüz kırk iki soğuk bir kış gününde
Tiz bir çığlık duyulmuş Bayburt Agunsus köyünde
O ses benim sesimmiş güne merhaba diyen
Yoksul fakir bir evde tiril tiril titreyen
Höllüklere sararak ısıtmış beni anam
Yoksulluklar içinde geçmiş çocukluk dünyam
Kıtlık yılları imiş yokluk içinde dünya
O yıllarda doğmuşum kaderim bu ya
Ak sütüyle beslemiş büyütmüş anam beni
Her müşkülde yanımda siper etmiş kendini
Yıl kırk sekiz olunca medreseye verdiler
Çocuğumuz okusun gafız olsun dediler
Bir yılda hatim edip okuyarak Kuran-ı
İslam’ın nuru ile doldurdum ben dünyamı
Kır dokuzda köyüme ilkokul yapılınca
Okula kayıt olduk emsallerim topluca
Ardından ortaokul lise bittikten sonra
Tahsil hayatım tamam yeter dedim orada
Yıl altmış dört olunca Agustus on dördünde
Evime güneş doğdu sandım evlendiğimde
Aynı yıl asker olup kuşandım silahımı
Yirmi dört ay Hatay’da bekledim vatanımı
Üçbeş aylık asker iken oğlum Ahmet doğdu
Görmek kısmet olmadı dört ay dolmadan öldü
Vatan görevim bitip memlekete dönünce
Devlet memuru oldum Bayburt Maliyesinde
Altmış yedi yılında tattım mutluluğunu
Baba olup kucağa aldım Haluk oğlumu
Altmış dokuz yılında bırakıp memurluğu
Geldim Samsun’lu oldum nakli mekan eyleyip
Kısmet buymuş demek ki altmış dokuz yılında
Yeniden memur oldum Samsun Belediyede
Derken yıl yetmiş birde oldu üçüncü oğlum
Adına Hakan dedik sevindim mutlu oldum
Muhtelif müdürlükle geçti memur yıllarım
Vatana hizmet için var gücümü harcadım
Yirmi yedi yılda bu kurumda doldurdum
Emekliye ayrılıp memur emekli oldum
Ömrümde kaç yıl kaldı onu bilemiyorum
Ben Hikme’i dünyada sulh barışistiyorum
05.05.2014
Hikmet ERDEMİR
GAKKARLIK EDEK
Hele gelin birez gakkarlık edek
Bahsedek Bayburt tan gençliğimizden
Bu günü bırakıp eskiye gidek
Günler nasıl geçti ondan söz edek
Uzanıp ellili kırk lı yıllara
Kaleye çıkıp ta bakak Bayburt a
Saray bahçasında topun ardında
Koşan cılbağadan toptan söz edek
Çiriş Abdurrahman bir de Kuş Memmet
Galanın öğünde tutardı löbet
Top Sefaya gelse gol olur helbet
Attuğı hop sayıt goldan söz edek
Bir gün dersten çıkıp filme gidende
Salih zeki filmin orta yerinde
Ahanda Alibey gelir diyende
Nasılda gaçmıştuk ondan söz edek
Yazın Coruğun da yüzdüğümüzden
Şingahın düzünde gezdügümüzden
Birazda mehlede sevdügüm gızdan
Nasıl işmarlaştuk ondan söz edek
Şingahınan galardının dögüşi
Seçmek üçün Bayburt ta kim ergişi
Akşamüstü harbin sulha dönüşi
Nasıl idi biraz ondan söz edek
Aşukları düzüp cızgı üztüne
En böyük sakayı alıp eline
Vurdukça aşuği cızgı dışına
Nasıl çıkardurduk ondan söz edek
Kız taklası döner haray oynarduk
Kışın soyuklarda karda donarduk
Yılları çok uzun bitmez sanarduk
Ömür nasıl geçti ondan söz edek
Hikmet’inin gönlü hala bir çocuk
Seneler kuş gibi geçti ne yazık
Eller aya gitti bizler ne yaptık
Ömrü nasıl yedik ondan söz edek
HİKMET ERDEMİR
07.02.2013
*BAYBURT YEMEKLERİ
Ele görestimki yemeklerini
Bayburt a gidipte yemek istirem
Bülen bülir zaten onun dadını
Bülmeyen dostlara demek istirem
Kalacoş boranı hele zırıhta
Yesen de bir baksan onun dadına
Hele lor lu gugul gurban adına
Heç sevmiyen varmı bilmek istirem
Nede çok severdim gavut çorbayı
Bayılarak yerdim ben lor dolmayı
Hele kesme çorba ve kapuskayı
Her öğün sıfram da görmek istirem
Bayburt dönerinin başkaydı dadı
Onu bir kez yiyen her gün arardı
Hele anam bir de herse yapar dı
Gene yapan var mı sormak istirem
Açma kete alıp gala ya çıkıp
Musa nın parkında semaver yakıp
Sonrada surlardan Bayburt a bakıp
Ondan hasretliğim almak istirem
Evelik toplayıp saç örük yapıp
Kuruması için çatıya asıp
Kışın soyuklarda tanduru yakıp
Güveçte pişirip yemek istirem
Tel helvası var ya o tel helvası
Yiyenin hep onda galur hevesi
Yanında da varsa imir dolması
Gün boyu sıfra da kalmak istirem
Ya üç tabak ziron yahut lobiya
Kartolu közleyip goyup ortıya
Hikmet’i gün bugün ye doya, doya
Diyip tıka basa yemek istirem
22.02.2016
HİKMET ERDEMİR
*SULTAN OLSAM NE ÇIKAR
Anılar yaprak yaprak dökülürken önüme
Akşamın karanlığı çöküyor gözlerime
Zoraki bir tebessüm ilaç olmaz gönlüme
Bundan sonra her mevsim bahar olsa ne çıkar
Değilmi ki bu gönül kırk yerinden kırılmış
Bem beyaz olmuş saçlar omuzlara dökülmüş
Feri gitmiş dizlerin bel eğilmiş bükülmüş
Dünyanın en güzeli benim olsa ne çıkar
Gözlerim iyi görmez kulaklarım duymazsa
Ettiğim bir kelama değer veren olmazsa
Oğlum bile yerinde bana fikrim sormazsa
Dünya kadar bilgiyi ezber etsem ne çıkar
Haftalar aylar geçmiş geçlik kuş olmuş uçmuş
Dişler dökülmüş bir bir bel eğilmiş bükülmüş
Sabah ne yediğini akıl akşam unutmuş
Soframda yağ bal kaymak şeker olsa ne çıkar
Her şey vaktinde güzel zamanında değerli,
Geçti gençlik çağları o heyecan dönemi
Kalmadı artık şimdi hiç bir şeyin önemi
Bütün dünyayı bana bağışlasan ne çıkar
Yaman günde derdimi yoksa bir paylaşan ım
Her gün hüzünle geçip olmazsa hüsnü anım
Altı üstü üç günlük olan yalan dünyanın
Tamamı benim olsa o dünyadan ne çıkar
Dünyaya kazık atmak değil benim meramım
Geçecek elbet bir gün benimde devri anım
Hani oda olmaz ya desem ki ben sulatan ım
Mühür başkasındayken sultan olsam ne çıkar
Hikmetinin hayatta dürüstlüktür şiarı
Hiç bir zaman kimseye olmamıştır zararı
Yaşar iken ardından dudak büken dostları
Öldüğünde yaş döküp ağlasalar ne çıkar
Hikmet EDEMİR
TÜRKOĞLU TÜRKÜM
Ta Orta Asya’dan Ergenekon’dan
Akın akın gelen Oğuz Boy,un dan
Ülkem Anadolu yiğit yurdundan
Adıyla şanıyla Türkoğlu Türküm
Çağ açıp kapayan Fatih soyundan
Yüce Atatürk’ün aydın yolundan
Dinim İslam dini Kur’an nurundan
Saf asil kanımla Türkoğlu Türküm
Üç kıtada ayağımın izi var
Haktan yana erenimin sözü var
Söz vatansa hudutsuz bir gücüm var
Bileği bükülmez Türkoğlu Türküm
Ayyıldız’a sevdalıyım ezelden
Rengi kanım ay yıldızı göklerden
Dünya gelse indiremez gönderden
Gece gündüz nöbet tutan Türküm Türk
Hikmet’ iyem dinim İslam neslim Türk
Biz hep vatan sevgisiyle büyüdük
Tek Allah’a secde ettik eğildik
Namertlere eğilmeyen Türküm Türk
Hikmet ERDEMİR
12.01.2016
*BAYBURT GENÇLERİ
Her biri bir yiğit her biri bir kor
Bayburt umun babayiğit gençleri
İster düşmandan sor ister dosta sor
Hepsi de yiğit der Bayburt gençleri
Kartal bakışlıdır şahin pençeli
Ceylan kadar narin aslan yeleli
Tilkiden de kurnaz panter yürekli
Yerinde kuzudur Bayburt gençleri
Vatana hizmeti ibadet bilir
Daima doğrunun yanında yürür
Gerçek dost uğruna canını verir
Böyle vefalıdır Bayburt gençleri
Bar oynarken çeliktendir bükülmez
Başı hep dik gezer asla eğilmez
Yalan nedir hile nedir o bilmez
Doğruluk timsal Bayburt gençleri
Davulla zurnayla gider askere
Cephede göğsünden vurur leşkere
Ya Allah Bismillah derse bir kere
Dünyaya bedeldir Bayburt gençleri
Vatan onun için anadır yardır
Bayburt bu vatan da en güzel yerdir
Diyet gerekirse diyeti serdir
Saniye düşünmez Bayburt geçleri
Ateş kadar sıcak granitten sert
Verdiği her söze hem sadık hem mert
Muhannet insana eğlemez minnet
Kendine güvenir Bayburt gençleri
Sadıktır işine namusu bilir
Namusu uğrunda canını verir
Her türlü güçlüğün hakkından gelir
Zor iş nedir bilmez Bayburt gençleri
Hikmet’i yem ben Bayburt ta yetiştim
Ayrıldım Bayburt tan gurbete düştüm
Her kimle söyleştim kimle konuştum
Dediler yamandır Bayburt gençleri
HİKMET ERDEMİR
27.10.1999
BİR GURBET AKŞAMINDA
Şimdi uzaklardasın sen gurbet akşamında
Ben se burda yalınız burda kendi halimde
Seni düşünüyorum bir sen varsın aklımda
Bir de eski bir resmin duruyor tam karşımda
Ses vermiyor hiçbir şey sen bile öyle suskun
Gecenin geç vakti ve benim gözlerim yorgun
Resmine bakıp bakıp hayale dalıyorum
Ne çok sevdin gurbeti bırak ta gel diyorum
Ne gecede bir ses var nede eski resminde
Sadece bir hüzün var bana bakan gözlerde
O resme bakarken ben uykuya dalıyorum
Bu akşam yoksun yine ve sensiz uyuyorum
Ne kadar özlemişim sana hasret ki ruhum
Rüyamda Hikmet’i ye bir mektup yaz diyorum
Hikmet ERDEMİR
Yüreğinize sağlık ilhamınız hep yanınızda olsun şairlerimizin çok olduğunu sizin sayenizde öğrendim başarılar dilerim