Yavuz Selim Ağın Hoca, emekliliğini toprak ile kitaplar arasında geçiriyor

1980 yılında Gaziantep’te başladığı öğretmenlik hayatını, 1986 yılında geldiği Bayburt’ta 2012 yılına kadar sürdüren ve 2012 yılında Ardahan’a tayin olan Yavuz Selim Ağın, 2015 yılında Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Eğitim Uzmanlığı’na atanmış ve 6 yıl görev yaptıktan sonra 2021 yılında emekli olmuştu.

Yavuz Selim Ağın Hoca, emekliliğini toprak ile kitaplar arasında geçiriyor

1980 yılında Gaziantep’te başladığı öğretmenlik hayatını, 1986 yılında geldiği Bayburt’ta 2012 yılına kadar sürdüren ve 2012 yılında Ardahan’a tayin olan Yavuz Selim Ağın, 2015 yılında Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Eğitim Uzmanlığı’na atanmış ve 6 yıl görev yaptıktan sonra 2021 yılında emekli olmuştu.

Kış aylarını il dışında geçiren ve baharın başlangıcı ile Bayburt’a dönen Yavuz Selim Ağın, toprağa dair öğretilerini Bayburt Postası’na anlattı. 

Kulağına küpe ettiği öğüt

Bayburt toprağından doğru analizler yapılması halinde her türlü ürün alınabileceğini söyleyen Yavuz Selim Ağın, 1986 yılında Bayburt’ta göreve başladığı günden itibaren sürekli toprağı ektiğini belirterek, bir büyüğü tarafından yapılan öğüdü kulağına küpe ettiğini ifade etti.

“İş insanı Hayri Tekin’in babası Mehmet Efendi, ağa adam. Bizim de dayımız olur. Onun bir sözü var oğluna, diyor ki: ‘Hayri ne olursak olalım, tarlaları hep ekeceğiz. Ekmeden olmaz, bu arazi boş kalmayacak.’ Bunu aldım, kulağıma küpe ettim ve benim için çok önemli bir söz. Her yıl düzenli olarak araziyi ekerim. Yani burada illa da bir kazanç meselesi değil bu. Durumun çok iyi de olabilir ama toprak boş kalmaz. Eskilerin çok bilgece öğütleri vardı, bu dediklerini kendileri de uygularlardı.”

“İki şeye çok dikkat edeceğiz”

“İki şeye çok dikkat edeceğiz” diyen Ağın, bunların tarım ve hayvancılık ile eğitim olduğunu ifade ederek, “Üretime ihtiyacımız var. Üretmek zorundayız. Özellikle pandemiden sonra gıda tedarikinde dünyada büyük sıkıntılar oldu. Bu sıkıntıları yaşamak istemiyorsak, bize lütfedilen bu coğrafyada tarım ve gıda üzerine çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Devletimiz çok önemli destekler veriyor. Bu destekleri alarak tarımla, hayvancılıkla uğraşmak lazım” dedi. 

Kaleardı mahallesindeki 103 dönüm arazisine geçen sene yulaf, ondan önceki yıl arpa, bu yıl ise sertifikalı buğday ektiğini söyleyen Ağın, ürünün her yıl değişmesi gerektiğini, bu yapılmazsa verim alınamayacağını, pancar gibi ürünlerde ise bu durumun değişik olduğunu ve pancar ekilen bir tarlaya ancak 4 yıl sonra tekrardan pancar ekilebileceği bilgisini paylaştı.

"Taht köyündeki kıvılcımı tüm Bayburt'a yaymalıyız"

Bu sene İstanbul’daki Taht Köyü Derneği’nin köylerinde yapmış olduğu faaliyete çok mutlu olduğunu ve bunun çok önemli olduğunu söyleyen Ağın, “Dernek, köylerinde ekilmeyen 500 dönüm arazinin ekimini sağladı. Bu çok kıymetli girişimi biz Bayburt’un köylerinin tamamına yayabilirsek gıdada zenginliğimiz olacak. Bu kıvılcım bir köyde başlar, Bayburt’u sarar ve ülkeye yayılır. Taht köyü derneğimizin yaptığını tüm köylere öneriyorum. Lütfen gelin, topraklarınızı ekin. Üretim çok önemli, gıda çok önemli, açlık problemi yaşamak istemiyorsak hayvancılığa, tarıma önem vermeliyiz” diye konuştu. 

"Okumalı, yolumuza bilgi ile devam etmeliyiz"

İklimi dolayısıyla kış aylarını geçirdiği Kuşadası’daki evinde kitaplığının olduğunu, kitaplığının bir bölümünün ise bağ evinde bulunduğunu söyleyen Ağın, “Televizyon izlemem, dostlarım gelir sohbet ederiz. Geri kalan boş vakitlerde sürekli okurum. Bir bilge insanın bir sözü var. Diyor ki, ‘Bir yılını kurtarmak istiyorsan buğday ekeceksin, 20 yılını kurtarmak istiyorsan ağaç dikeceksin, 100 yıllarını kurtarmak istiyorsan insan yetiştireceksin.’ Ülkemizde devletimizi yöneten idarecilerimizin iki şeye çok önem vermesi lazım. Tarımsal faaliyetler ve eğitim. Bu ülke zenginliğini böyle sürdürebilir. İyi vasıflı insanlar yetiştirerek ve dünyanın en iyi üretimini yaparak. Bunun sağlanabilmesi için eğitim olmazsa olmazımız. Okumalı, yolumuza bilgi ile devam etmeliyiz” şeklinde konuştu.

HABİBULLAH KAYA

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER