MHP MYK Üyesi İdris Aydın'dan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Değerlendirmesi

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başarılarını sırlayan Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu Üyesi İdris Aydın , kongre süreci hakkında da bilgi verdi. Ayrıca KRT Televizyonunda Bayburt'a yönelik söylenen sözlere de tepki gösterdi. 

MHP MYK Üyesi İdris Aydın'dan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Değerlendirmesi

Aydın’ın yaptığı yazılı açıklama şöyle:  

''Ülkemizin de içinde olduğu, sıkıntıların yaşandığı süreç hiçbir zaman bu denli çetin ve bir o kadar da zor olmamıştır. Dünyada 7 Milyar 830 Milyon insanın ortak düşmanının olduğu ve bu düşmanla yapılan bir mücadeleye insanlık tarihi hiçbir zaman şahit olmamıştır. İrili ufaklı bütün devletlerin mücadele ettiği gibi Devletimizde bu virüs belası ile mücadelesini bilimin, ekonominin, ortaya konulan iradenin ve yapılan duaların gücüyle devam ettirmektedir. Birçok büyük devlet dediğimiz devletlerin yetersiz kaldığı, acz içinde oldukları, büyük can kaybı yaşadıkları da herkesin malumudur. Bu süreç içinde devletin bütün kurumlarına, gecesini gündüzüne katan başta Sağlık Bakanımız ve Sağlık Çalışanlarımıza, Emniyet Mensupları ve Kolluk Kuvvetlerimize müteşekkir olduğumuzu buradan belirtmek istiyorum. Allah onlardan razı olsun. Bu virüsü bir an önce etkisiz hale getirmeyi, insanlığı eşi benzeri görülmemiş bu illetten kurtarmayı Cenabı Hak nasip eylesin.

16 Nisan 2017 de yapılan halk oylamasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişe evet denilmiş 24 Haziran 2018 Genel Seçimleriyle de bu karar teyit edilmiştir. Bu sistem başlıca;

  • Yönetimde istikrarı, temsilde adaleti,
  • Güçlü yasama, güçlü yürütme, güçlü yargıyı,
  • Denge ve denetim mekanizmasının teşekkülünü,
  • Demokratik uzlaşı ve siyasi istikrar kültürünü,
  • Hızlı kararlar alma ve alınan kararları kısa zamanda uygulamayı kolaylaştırmıştır.

Bu sistem; Devletimizin bölgesinde dikkate alınan, başat, denklem kuran, dünyada ise küresel bir güç olma yolunu açmıştır. Bu sistemin getirdikleri Libya’da, Suriye’de, Ege Denizi’nde, Akdeniz’de, Azerbaycan’da, Güneydoğu’da verilen mücadele ve ülkemizin milletimizin çıkarlarına uygun yöntem ve metotlarla kendisini göstermiştir.

27 Kasım 2019 tarihinde Libya ile yapılan Deniz Yetki Alanı Anlaşması, 20 Ocak 2019 Zeytin Dalı, 9 Ekim 2019 Barış Pınarı, 24 Ağustos 2019 Fırat Kalkanı, 28 Mayıs 2019 Pençe Harekatı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Fırat’ın doğusuna geçemezsiniz diyenleri bertaraf ederek Ortadoğu coğrafyasında “Bize rağmen denklem kuramazsınız.” mesajını dünyaya vermiştir.

1934 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülen Ayasofya Camisi’nin 24 Temmuz 2020 tarihinde ibadete açılmasıyla dünya’nın gözü kulağı tekrar Ülkemize çevrilmiştir. Kıbrıs seçimleri ve 46 yıldır kapalı olan Maraş’ın yerleşime açılması, Türkiye’de neler oluyor sorusunu gündeme getirmiş tedirgin olanlar peş peşe açıklama yapma ihtiyacı duymuşlardır. Normalde olan biten hiçbir şey olmamış, gerekenler yapılmıştır. Türk Devleti “Ben kendi kararlarımı kendim veririm, kimseden icazet almam demiştir.” Hür ve tam bağımsızlığımızın sembollerinden biri olan Ayasofya’nın ibadete açılması Devletimizin boy attığının güçlendiğinin de göstergesi olmuştur.

Son olarak Azerbaycan’ın Ermenistan Savaşında aktif bir rol oynayan Devletimiz sarsılmaz bir irade ortaya koyarak can Azerbaycan’a destek olmuş, bundan sonra Kafkasya’da denklemin içinde olacağını da bütün dünyaya beyan etmiştir. Uluslararası hukuktan doğan haklarımızı hem masada hem de sahada koruyup kollayan Devletimiz düşmana korku salmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne düne kadar silah vermeyenler, paramızla uçak vermeyenler, sınırlarımızın dibine silah yığanlar, son olarak iha ve sihaların optik merceklerini bize çok görenler ambargo uygulayanlar hayal kırıklığı yaşayacaklardır. Artık yerli ve milli savunma sistemi toplam savunma sisteminin %70 ini aşmıştır.  İnşallah yakın gelecekte bu oran %100 olacaktır. Ege’de, Akdeniz’de, Karadeniz’de; Yavuz’un, Barbaros’un, Fatih’in, Oruç Reis’in araştırmaları ile bulunan doğalgazlara yenilerini ekleyecek bu memleketin ve bu milletin refahına çok daha fazla katkı sağlayacaktır.

Yukarıda zikrettiğimiz kazanımlar bu ittifakın ve bu sistemin kazanımlarıdır. Bizler inanıyoruz ki bu sistem ve Cumhur İttifakı 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine ve vizyonuna ülkemizi ulaştıracak Bölgesel ve Küresel bir güç olmamızı sağlayacak ana argüman olmuştur.

  • Birçok nedenden ve ülkemizin yaşadığı aksaklıklardan ötürü cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş Devletimiz ve Milletimiz adına zaruret olmuştur. Kurum ve kuruluşlarda ki aksaklığı ve aksilikleri bu sistem içinde düzeltmeye ve faydalı hale getirmeye ihtiyaç vardır. Aksi durumda sistemin yanlış olduğunu beyan etmek yeniden geçmişe dönmeye çalışmak tarihsel bir hata olacak ülkeyi kaosa sürükleyecektir. Sistem oturduğu zaman bugün tartışma konusu olan gündemler inanıyorum ki yarın hiç konuşulmayacaktır. Uluslararası ve iç siyasetin dinamik olduğu bu süreçte yapılan sistem tartışması ülkeye de hiçbir şey kazandırmayacaktır.
  • Ankara merkezli bir siyaset anlayışı ve dünyaya bu merkezden bakmayı amaç edinen Türk İslam Dünyası bir medeniyet anlayışını benimsemiş, millet iradesinin devlet idaresine dönüştüğü Turan ve Kızıl Elma’ya yolculuk başlatılmıştır.
  • Türkiye’nin tarihsel hakkı olan Orkestra Şefliğini kabul etmesiyle birlikte, dünyanın farklı noktalarından notalar duymaya başladık.

Siyasetçimiz buna inanır, bürokratımız bu sisteme güvenir, milletimiz de bu ittifaka destek verir ise gelecek yılların Türk’ün mühür vurduğu yıllar olacağına tarih şahitlik edecektir.

Aynı kaynaktan beslenen, aynı gözeden su içen, hedefleri aynı olan AKP, MHP VE BBP teşkilatlarına özellikle bu iradeyi ortaya koyan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ve Bilge Liderimiz Dr. Devlet BAHÇELİ’ye Milletimiz adına şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum.

Liderimiz Devlet Bahçeli’nin 1 Temmuz 2015’de söylediği biz HDP’yi flu görüyoruz sözü artık netleşmiştir. HDP flu değil artık rengini belli etmiştir. Yakın tarihte MHP Lideri, PKK denilen terör örgütü ile arasına mesafe koyamayan hatta ve hatta mecliste sözcülüğünü yapan HDP kapatılmalıdır dediği zaman sözde Milliyetçi geçinen Siyasi Parti Yöneticilerinden bir ses çıkmamıştır. HDP’yi kaybetmemek adına bir duruş sergileyememişlerdir. Son olarak da AİHM verdiği siyasi kararla Şehitlerimizin ve bölge halkının akan kanlarında eli olan Demirtaş’ın tahliyesine kendi ittifaklarını bozmamak adına yine ses çıkaramamışlardır. Devleti yönetmeye talip siyasi parti liderlerinin demokrasi dilenciliği yapmasına, Libya’da Türk Askerinin ne işi var demesine, Fransa’nın Ülkü Ocakları’nı kapatma, faaliyetlerini durdurma kararı almasına ve Peygamber Efendimize yönelik yapılan saldırılara ses çıkaramamışlardır.

Bizler liderimizle aynı dili konuşur, aynı ruhu paylaşırız. Sevdiklerini sever, sevmediklerini bizlerde sevmeyiz. Demirtaş teröristtir. Yasalarımız doğrultusunda cezalandırılmalıdır. HDP bir siyasi parti hüviyetini kaybetmiştir, bir an önce kapatılmalıdır.

Son zamanlarda bu ittifakı bozmak isteyen eski veya yeni siyasi artıklar, sözde gazeteciler, ismi başında unvanı olan cahiller, ihanet batağına saplanmış sözde aydınlar, manipülatör anket firması sahipleri, eskimiş asker tipleri, kimi zaman darbe çığırtkanlıkları ile kimi zaman yalan yanlış anket sonuçları ile milletimizin zihnini bulandırmaya çalışmaktadırlar. AKP ve MHP oy kaybediyor diyerek çığırtkanlık yapmaktadırlar. Milletimizin zihni, hafızası bulanık değil, nettir. Erken seçimi gündeme getirenler zamanını beklesinler. Bu millet doğruya mühür basacak ferasete sahiptir. Hazırlıklarını da ona göre yapsınlar.

''Moderatörlükten ziyade siyasi kinini kusan bir siyasi kimlikli garabeti şiddetle ve esefle kınıyorum''

Bayburt’umuz 3662 km² yüz ölçümü, 85.000 nüfusu ile Türkiye’nin en küçük, en şirin, kahramanlıklarla dolu insanlara sahip, Devleti yönetim kademesinde bulunan vatandaşlarıyla ciddi bir yere sahip bir ildir. Özgül ağırlığı bakımından milli ve manevi hassasiyetleri üst seviyede olan bir il olarak her kesimin kabulüdür. Birileri TV Programında Bayburt insanını yobaz olmakla itham ederek, tarikatçıların cirit attığı gericilerin memleketi demiştir. Moderatörlükten ziyade siyasi kinini kusan bir siyasi kimlikli garabeti şiddetle ve esefle kınıyorum. Özrü kabahatinden büyük olan belki de Bayburt’u haritada bile gösteremeyecek bu insanı tarihte Kop Savunmasını okumaya davet ediyorum. Biz Bayburt’luyuz. Vatanımızı ve Milletimizi çok seviyoruz. Dinimiz ve ülkemiz adına, milletimiz ve üniter yapımız adına her türlü bedeli ödemeye her zaman hazırız. Bunun adı yobazlıksa biz bu yobazlığımızdan da gurur duyarız.

9 Ağustos 2020’de Samsun İlkadım ilçesi ile başlayan Kongre sürecimizi 9 Aralık 2020 tarihinde 81 il ve 920 ilçe kongreleri olmak üzere tamamlamış bulunmaktayız. Kaybedenin olmadığı sükunet içinde yapılan kongrelerimiz hem demokrasiyi istismar edenlere hem de demokratik kültürü lekeleyenlere en iyi cevap olmuştur. 14 Mart 2020 tarihinde yapacağımız büyük kurultayda MHP İl, İlçe ve delegeleri ile kongreye hazırdır. Kongrelerin  bu şekilde sükunet içinde yapılmasını sağlayan başta Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli Beye, Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Edip Semih Yalçın Beye, Başkanlık Divanına ve bütün Ülkücü Hareket mensuplarına şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum. Seçilen bütün İl, İlçe ve atanan Belde Başkanlarına, başta Bayburt İl Başkanı Bekir Kasap Beye ve yönetim kurulu üyelerine üstün başarılar diliyorum. Türk Milleti bilmelidir ki MHP varsa Ülkücü Hareket varsa rahat olsunlar, huzurlu uyusunlar, yeise kapılmasınlar.

2020 yılı Millet olarak da, insanlık olarak da bedel ödediğimiz bir yıl olarak geride kalmıştır. 2021 yılına girdiğimiz bugünlerde kadın cinayetlerinin hiç olmamasını, çocuk istismarlarının hiç yaşanmamasını diliyor, bu yılın daha da güçleneceğimiz bir yıl olması ve tüm Türk İslam Alemi’ne hayırlar getirmesini yüce Rabbimden niyaz ediyor hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum.''

Güncelleme Tarihi: 08 Ocak 2021, 14:39
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER