BİR DOSTU HATIRLAMAK AHMET ÖZDEMİR

            Bayburt tarih ve kültür şehri olması dolayısıyla Kadim şehir diye tabir ederiz, hal böyle olunca da yılların vermiş olduğu bu etkiyle de kadim dostları da bulunmaktadır. İşte bunlardan biri Araştırmacı-Yazar-Şair Kadim dost Ahmet ÖZDEMİR’den söz ediyoruz. Türk edebiyatının çeşitli kollarında bir çok eserler veren Ahmet ÖZDEMİR’in asıl mesleği Gazetecilik olup; televizyon ve radyo programlarından oluşan metin yazarlığı ile yine kendi yazdığı eserlerin  radyo programcılığı ve yönetmeliği yaptı. Birçok şair ve yazarın hayatlarını içeren biyografi kitaplar derledi, Folklör ve Halk Edebiyatı kitapları başta olmak üzere çalışması bulunmaktadır.

            Ahmet ÖZDEMİR abiyi 2003 yılında ki Bayburt Dede Korkut Şenliklerinde tanıyorum. Yıllar öyle çabuk geçiyor ki; tabii bizlerde hala kendi çevremiz olan yazar ve şairlerle sosyal medyadan takip ediyoruz. Yollarımız uzak olsa da gönüller bir şekilde bir araya dostlukları getiriyor; şair bir dostla görüşürken o arada Ahmet Özdemir bey’de bir mesajla nihayet ulaştık. Bayburt’tan Dede Korkut Şenliklerinden yad ederken yayınlamış olduğu birbirinden değerli eserlerden zahmet edip göndermiştir. Bu kadirşinas hediyelerine sonsuz kalıcı dostluklarımızın hatırasına saygıyla saklıyoruz.

            Türk Edebiyatının değerli kalem ve söz ustası Ahmet Özdemir’in özellikle Bayburt hakkında yer alan makalelerinin yer aldığı “Şiirlerle Yaşamak” ve “Hayatın Kendisi Şiir” eserlerden söz edelim. Bir makalde “Bayburt’un Kurtuluşu” dan o anları yaşamışçasına anlatıyor, bir başka makalede “Bir Canlı Halk Edebiyatı Kaynağı: Bayburtlu Celal Kırdan” dan bahsediyor. Öyle ki Bayburt’ta hala çoğumuzun tanımadığı bu Şairimizi tanıma fırsatı bulduk, diğer makale ise kayda değer bir yazı “Bayburt’ta Atayurt İzleri” başlıklı Dede Korkut’u anlatan doyumsuz bir makale içermektedir. Geniş Zamanların Şairi: Yahya AKENGİN’in tanıtıldığı makalelerinde yer aldığı okunmaya değer bir eserdir. İkinci eser “Söylentilerden Gerçeğe Dede Korkut” konulu makale okunmaya değer bir yazı, “Bayburt’ Selam Olsun” konulu 14 Temmuz 2003 ‘de başlayan Bayburt Dede Korkut Uluslararası Kültür-Sanat Şöleni hakkında bir güzel tanıtım yazısıyla Bayburt’un o günkü hali gözler önüne getirdi. Yine daha önce yazdığım bir köşe yazımda kendisinden söz etmiştim o zamanlar daha köşe yazmayacağım diye bir makalesinden etkilenerek köşe yazısını aynen alıyorum ve geçenlerde kendisinin gönderdiği bir şiiri de yayınlıyorum.

ÜSTADLAR HER ZAMAN YAZMALIDIR

            Bizler küçük şehrin yazarları da her zaman büyük yazarlardan ilham almışızdır. Çünkü onların toplumla olan bağları bizlerden daha geniş çapta olduğundan ve yılların vermiş olduğu tecrübelerle engin görüşlerinden yararlanma imkanı buluyoruz. Bayburt’taki Dede Korkut Şölenleri dolayısıyla bir çok üstad’dan tanışma fırsatı buluyor kendilerinden bir nebze olsun aydın görüşlerinden yararlanıyoruz. Bu konuda daha önce başka bir yazar dostumuzdan bahsetmiştim; bu günkü değerli üstad dostumuz Ahmet ÖZDEMİR beydir.

            Değerli yazarımız Ahmet ÖZDEMİR Bey’in  Ayyıldız Gazetesinin’ve  (Ayyıldız.com) inter net sitesinde “HAYATIN KENDİSİ ŞİİR” adlı köşesini  devamlı okurum, hatta birkaç yazısında da Bayburt’tan anılarını ve görüşlerine yer vermektedir.  Üstadın “Veda değil, diyelim ki mola” adlı son yazısı bana çok duygulu anlar yaşattı. Neden derseniz; ben derim ki böyle üstadlar günümüzde zor yetişir ve toplumda da her geçen gün sayıyla arar olduğumuz bu dünya için diyeceğim bu insanlar hiçbir zaman mola dahi verilmemeli. Evet kendisinde emekliliğin vermiş olduğu bir boşluktan olabilir; çünkü o sırada yalnız işi ve çalışmaları vardı bir program dahilinde götürüyordu. Bence şimdilerde daha çok çalışma temposuna girmiş hatta  kendi yazında da bahsettiği gibi ...”Bir yığın dernek, vakıf, platformda fahri görevlerim, konuşmalarım, konferanslarım sürüyordu.”  Onun  “yalnız adam” şiirine rağmen ben o şiirine katılmıyorum desem inanın , çünkü onun daha yazacak çok yazıları var diyorum yalnız değil her zaman bizlerin rehberi olarak ve dostlarınız size her zaman minnettar kalacaktır. Oysa ki emekli olunca sizlerden aydınlanmayı daha çok yararlanılacağını fırsat bilerek bir çok  adını sayamadığım bir çok gazete ve dergi yazı ister ve  yazı yazmaya devam etmiştir işin aslı orda ki bundan sonra daha öz verili ve kararlı yola devam etmelisiniz. Çünkü bizlerde sizler den cesaret alarak yola devam edeceğiz diyoruz ve dediğiniz gibi “Yeter! Haydi görev başına”  derken saygıyla anıyorum.

Bayburt’ta Akşam İki kavram var ki, birisi ana;

 İçimde sevgisi bitmeyip artan.

Diğeri eşdeğer tutulur ona;

Duyunca adını kös gibi tan! tan!

Vurur yüreğim vatan! vatan! vatan!

Vatanımın burcu burcu kokusu,

Dedem Korkut’un boy verdiği Bayburt.

 Irkımın mayası, özü, dokusu;

Burada Asena, burada Bozkurt;

Gönüllerde çiçek çiçek açan yurt.

Mormoç’un sakası Celâli Baba,

Yaşasa da aramızda olsaydı.

Aşk dolusu sunardı bir maşraba.

Bayburt’ta bu akşam dolunaydı,

Dileklerle yüklü yıldızlar kaydı.

Artık viran değil bağı otağı,

Zaman Tüneli’nden Zihnî de gelsin.

Görsün o ocağı, dalı yaprağı,

Coş yüreğim bugün Çoruh’sun selsin;

Coşkun önündeki bentleri delsin.

YORUM EKLE